SEO ile İlgilenenlerin Takip Etmesi Gereken 9 Web Sitesi

SEO dünyası sürekli değişiyor ve bu değişimlere ayak uydurmak isteyen herkes için güvenilir bilgilere erişim çok önemlidir. Bu yazıda, SEO ile ilgilenenlerin takip etmesi gereken en iyi 9 web sitesini inceleyeceğiz. Bu kaynaklar, SEO stratejilerinizi güncel tutmanıza, yeni teknikler öğrenmenize ve sektördeki gelişmeleri yakından takip etmenize yardımcı olacaktır.

  1. Search Engine Journal – Search Engine Journal, arama motoru optimizasyonu konusundaki en son haberleri ve pratik ipuçlarını sunan bir kaynaktır. Ayrıca, bu sitede dijital pazarlama ve içerik yönetimiyle ilgili makalelere de ulaşabilirsiniz.
  2. Search Engine Land – Search Engine Land, SEO ve arama motorlarıyla ilgili güncel gelişmeleri kapsayan bir kaynaktır. Arama motoru dünyasındaki son yenilikleri buradan takip edebilirsiniz.
  3. SERoundTable – SERoundTable, SEO endüstrisindeki en son haberleri, forumları ve ilginç konuları paylaşan bir kaynaktır. Burada SEO topluluğunun görüşlerini bulabilirsiniz.
  4. The SEM Post – The SEM Post, arama motoru pazarlama, SEO ve sosyal medya konularını kapsayan makaleler sunar. SEO stratejilerinizi geliştirmenize yardımcı olacak değerli bilgilere ulaşabilirsiniz.
  5. GSQi Blog – Glenn Gabe’in blogu olan GSQi, teknik SEO ve Google algoritma güncellemeleri konularında derinlemesine makaleler sunar. SEO pratiğini iyileştirmek isteyenler için harika bir kaynaktır.
  6. Moz Blog – Moz, SEO ve dijital pazarlama konularında lider bir kaynaktır. Moz Blog, SEO öğrenmek ve pratiğinizi geliştirmek isteyenlere kapsamlı içerik sunar.
  7. Search Engine Watch – Search Engine Watch, arama motoru optimizasyonu, reklamcılık ve analitik konularına odaklanan bir kaynaktır. SEO ile ilgili güncellemeleri ve trendleri takip edebilirsiniz.
  8. SEO Nick – SEO Nick, SEO hakkında bilgi veren ve ipuçları sunan kişisel bir blogdur. Nick Eubanks, SEO stratejileri ve araştırmaları hakkında değerli içerikler sunar.

Bu web siteleri, SEO ile ilgilenen herkes için önemli kaynaklardır ve dünyanın dört bir yanından uzmanlar tarafından güncellenmektedir. Onları düzenli olarak takip ederek SEO becerilerinizi geliştirebilir ve dijital pazarlama stratejilerinizi güncel tutabilirsiniz.

Unutmayın ki SEO dünyası sürekli değişiyor, bu yüzden bu kaynakları düzenli olarak kontrol etmek önemlidir. Bu web siteleri, bilgi edinme ve uygulamada güncel kalmak için mükemmel bir başlangıç noktasıdır.

Bloom Taksonomisi ve Katmanları

Eğitim, öğrencilerin bilgiye erişme, düşünme yeteneklerini geliştirme ve bu bilgiyi kullanma sürecini kapsayan önemli bir süreçtir. Eğitimciler, öğrencilerin düşünme becerilerini nasıl geliştirebileceğini ve öğrenme sürecini en etkili şekilde nasıl yönlendirebileceğini düşünürken, Bloom’un Taksonomisi bu konuda bir rehber görevi görür. Bu yazıda, Bloom’un Taksonomisi’nin her bir aşamasını inceleyerek, her aşama için örnekler sunacağım.

Hatırlama Aşaması:

Hatırlama aşaması, öğrencilerin bilgiyi hatırlama ve tanıma düzeyinde işledikleri bir aşamadır. Öğrencilere, daha önce öğrendikleri bilgileri hatırlamaları için fırsat verir. Örneğin, matematik dersinde bir öğrenciye, öğretmenin sorduğu bir problemi hızlıca hatırlatması istenebilir.

Kavrama Aşaması:

Kavrama aşaması, öğrencilerin bilgiyi anlama ve ilişkilendirme düzeyinde işledikleri aşamadır. Öğrencilere, farklı bilgileri bağdaştırma ve ilişkilendirme fırsatı sunulur. Örneğin, tarihsel olaylar arasındaki ilişkiyi kitaplara bakmadan çıkarabilme yeteneğini geliştirmek için öğrencilere iki farklı olayı karşılaştırmaları istenebilir.

Uygulama Aşaması:

Uygulama aşaması, öğrencilerin bilgiyi somut bir eyleme dönüştürme yeteneği kazandıkları aşamadır. Bu aşamada, öğrencilere pratik beceriler kazandırma fırsatı sunulur. Örneğin, bir öğrenciye, satın aldığı Arduino Seti’ndeki projeleri kitapçığa bakmadan yapabilme görevi verilebilir.

Analiz Aşaması:

Analiz aşaması, öğrencilerin bilgiyi ayrıntılı bir şekilde inceleme ve farklı açılardan değerlendirme yeteneğini geliştirdikleri aşamadır. Öğrencilere, bilgiyi parçalara ayırma ve farklı yorumlama yeteneklerini geliştirmek için farklı tarihsel olaylar arasındaki ilişkileri inceleme görevi verilebilir.

Değerlendirme / Sentez Aşaması:

Değerlendirme/sentez aşaması, öğrencilerin bilgiyi yeni bir şekilde sentezleme ve yaratıcı düşünme yeteneğini geliştirdikleri aşamadır. Bu aşamada, öğrencilere problem çözme yetenekleri kazandırılır ve öğrenilen bilgiyi yeni ve faydalı bir şekilde kullanma fırsatı sunulur. Örneğin, öğrencilere eğitim sistemindeki sorunları araştırarak yeni çözüm önerileri sunmaları istenebilir.

Yaratma Aşaması:

Yaratma aşaması, öğrencilerin özgün ve yaratıcı projeler geliştirmeleri için en üst düzeyde düşünme becerilerini kullanmalarına fırsat tanır. Öğrencilere, öğrendikleri algoritma ve programlama dillerini kullanarak özgün bir mobil oyun geliştirmeleri gibi yaratıcı görevler verilebilir.

Bloom’un Taksonomisi, öğrencilere farklı düşünme seviyelerini geliştirme fırsatı sunar ve eğitimcilerin öğrencilerin öğrenme süreçlerini daha etkili bir şekilde yönlendirmelerine yardımcı olur. Bu aşamalar, öğrencilerin bilgiyi daha derinlemesine anlamalarına ve uygulamalarına yardımcı olur, böylece daha iyi öğrenme ve daha iyi bir eğitim deneyimi sağlar.

Enflasyona Karşı Hazır Olun: Türkiye’de Yaşarken Döviz Kazanmanın Yolları

Herkese merhaba, web siteme hoşgeldiniz. Bildiğiniz üzere, dün çok kritik bir seçim atlattık. Burada siyaset konuşmayacağım, beni tanıyanlar görüşümü de duruşumu da bilir. Fakat siyasetten ziyade seçimin ekonomik etkilerini konuşmak gerekiyor. Ben borsacı değilim ama seçimin gidişatı, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi, Mehmet Şimşek’in kabineye girmesi, yanlış faiz politikaları, mülteci sorunları, sosyal medya ve bir sürü olan veya olacak durumlar borsa da hareketli günler yaratacak. Bunun karşısında korunmanın ise iki çaresi var, ya yurtdışına gitmek, ya da Türkiye’de yaşayıp döviz kazanmak.

Yurtdışına gitmek konusu iki farklı konudan zor. Birincisi ülkemizin yurtdışı tarafına verdiği düşük güven neticesinde çıkmayan vizelerden kaynaklı. Ha diyince gidilmiyor. İkincisi ise, ruhen zorluluk. Öyleki, ben Erasmus döneminde gittiğimde 5. ayda çok zorlanıp, özellikle ailemi ve arkadaşlarımı özlediğimden, yemekleri ve kültürümü özlediğimden geri dönmek istemiştim.

Hem yurtdışına çıkamıyoruz, hem de paramız sürekli eriyor. Peki ne yapmalı? İhracat yapmalı. Özellikle pandemi döneminden sonra uzaktan çalışmanın bu kadar yaygın olduğu bir dönemde, aşağıda bahsedeceğim iş kollarını denemek için üç şeye ihtiyacınız var, bilgisayar, internet ve ilgili alanda yetkinlik. Yetkinlik kazanmak ise disiplin, sıkı çalışma ve niş üzerine olduğu anda elde edilemeyecek bir şey değil. O zaman gelin başlayalım nasıl dijital esnaf oluruza..

Oyun İçi İçerik Yapıp Satmak

Oyun sektörü müthiş bir ivmeyle ve büyük bir rekabet oluştura oluştura büyüyor. Böyle büyük bir sektörde yine oyun yaparak girmek açıkçası çok zor ve büyük riski olan bir girişim olur. Yine de tavsiye ederim, ama ondan daha kısa bir yol olan bir adım daha var, hali hazırdaki oyunlar için içerikler geliştirmek. Örneğin, Linkedin’e girip 3-10 kişilik ekip yöneten oyun şirketi yöneticilerine oyunlarında bir eksik var mı yok mu diye sorarak işbirliği yapabilirsiniz, model animasyon yazılım artık her ne ise satabilirsiniz. Ya da bazı oyunların para kazandıran hizmetleri olabiliyor. Örneğin Roblox. Roblox, özellikle çocuklar arasında aşırı popüler bir oyun. Roblox içerisinde milyonlarca oynayabileceğiniz harita ve oyun türü var. Bunların hepsi Roblox bünyesinde çalışmayan, Roblox Studio adı verilen bir araç kullanarak başka geliştiricilerin yapmış olduğu harita ve türler. Öyleki sizin benim gibi insanlar bu programı kullanıp oyun içine harita ekleyebilir, 5 – 10 dolar fiyat biçebilir ve çocukların oynamasını sağlayabilir, bir nevi oyuncak satmak gibi. Bunun dışında bir de Unity Asset Store var, bildiğiniz üzere Unity bir oyun motoru ve oyun geliştirmek için kullanılıyor, Unity Asset Store’da geliştiricilere kolaylık sağlamak açısından bazı içerikleri barındıran bir market. Bu markete kendi ürününüzü koyabilirsiniz. Atıyorum hayal gücünüz, Photoshop bilginiz ve oyun bilginiz var. Photoshop üzerinden 2 boyutlu 5 tane karakter yaratıp bunu PNG formatında asset store’a koyup 10 dolardan satabilirsiniz. Hepsinin her zaman alıcısı var.

Envato Market’te Ürün Satmak

Envato Market, dünyanın en büyük dijital ürün marketlerinden biri. Öyleki burada fontlardan tutun Google Slaytlar şablonlarına, After Effects modellerinden WordPress temalarına kadar her şeyi bulabilir, pek tabii satabilirsiniz. Burada önemli olan, talebin ne yönde olduğu. Çünkü çok fazla ürün satışı olan bir markette sizin aradan sıyrılıp satış yapmanız zor olabilir, o yüzden Envato Market’in bültenine girip ya da sitede filtreleme yapıp en popüler satış yapan ürünlere odaklanarak bu ürünleri yapıp satmaya odaklanabilirsiniz. Unutmayın, arz talep ticaretin temel kurallarındandır.

Udemy’de Kurs Satmak

Udemy’de kurs satmak, bilginizi paraya dönüştürmenin yollarından bir tanesi. Ayrıca benim de Udemy’de iki kursum var, inceleyebilirsiniz:

https://www.udemy.com/user/emirhan-kabakci/

2020’den beri 4000 küsur öğrencim olmuş, büyük lütuf. Eğitim içeriği üretmenin maddiyattan çok manevi tatmin getirdiğini de söylemek lazım. Bir defa şunu da söylemek lazım, Türkiye’de Udemy kursu satmak pek para getirmiyor. Bunun sebebi, rekabetin aşırı çok olması ve fiyatların çok düşük olması, aynı zamanda Udemy’nin aldığı komisyonlar. Bunların hepsi eklendiğinde siz pek bir şey kazanamıyorsunuz. Udemy’den bilginizi satarak para kazanmak istiyorsanız, her ne bilginizi satmak istiyorsanız isteyin, mutlaka yabancı dilde kurs çekin ve yükleyin. Böylelikle döviz kazanabilirsiniz. Yurtdışından satın alımlarınız sizin eğitmen profilinize düşecek, sonrasında Payoneer hesabınız aracılığı ile Türk bankanıza paranızı çekebilirsiniz.

Etsy ve Gumroad Aracılığıyla El Kitabı ve Dijital Ürünler Satmak

Etsy ve Gumroad, son zamanlarda dijital ürünlerini satmak isteyen insanların favori marketleri oldu. Bu marketlerde en çok talep edilen ürünler ise “info-product” adını verdiğimiz bilgi verici ürünler. Buna kurslar, el kitapları örnek verilebilir ve dijitalden indirilip kolayca erişilebilir olması avantajdır. Bir fikir olarak şunu söylemem gerekirse, ChatGPT’ye yazdırdığınız bir “nasıl yapılır” makalesini biraz özgünleştirdikten sonra PDF dosyasına çevirip, Canva’dan bir kapak tasarlayıp Etsy ve Gumroad’a 5 dolardan koyup para kazanabilirsiniz. Aynı şekilde, Canva üzerinden yaptığınız broşürleri, şablonları veya bilgilendirici roll-up’ları da satışa koyabilirsiniz. Ne satacağınıza karar veremezseniz, bahsettiğim marketlere girip en çok satanları kurcalayabilir, talepleri analiz edebilir ve kendiniz bu talepler doğrultusunda orijinal ürün üretip satabilirsiniz.

Google Adsense ile Para Kazanmak

İçerik her şeydir arkadaşlar. Öyle ki yıllardır birçok sosyal medya değişti ama blog yazarlığı hep baki kaldı. Bu aşamada biz de blog yazarak para kazanabiliriz ve sitemize eklediğimiz reklamlar sayesinde reklama tıklama başı 1-3 doları bulan paralar kazanabiliriz. Ama tabii içeriğimizden dolar bazlı para kazanmak için içeriğimizin yabancı insanlara hitap etmesi, yani yabancı dilde hitap etmesi ve Google’ın sayfamızı buna göre tanımlaması gerekiyor. Ayrıca içeriklerimiz için SEO çalışmaları yapmalı ve insanların ilgisini çekmek için Google Trends gibi sitelerden gündemde en çok bulunan içerikleri keşfedebilirsiniz.

Shutterstock, Adobe Stock ve Alamy ile Stok Fotoğraf ve Video Satışı

Çok güzel resimler çekiyorsunuz ve videolar kaydediyorsunuz diyelim ki illaki galerinizde böyle fotoğraf ve videolar vardır. Bunlar sadece anı olarak kalmamalı öyle değil mi? Shutterstock, Getty Images, iStock, Adobe Stock ve Alamy gibi stok fotoğraf ve video sitelerine içeriklerini yükleyebilir ve tek fotoğraf satışından 60 dolara varan fiyatlarda paralar kazanabilirsiniz. Fakat burada da iyi para kazanmanın şartı gündemi takip edip SEO uygulamakta yani gündeme ayak uydurmakta geçiyor. Bu sitelerin en çok ziyaret edilen ürünlerini incelemeli ve o konseptlerde içerikler üretip satmalısınız. Bu stok fotoğraf siteleri her hafta e-posta bültenleri yayınlar. Bu e-posta bültenlerinde bu aralar nelerin popüler olduğuna değinirler. Örneğin o hafta uzay konsepti çok yaygınsa, geceleri yıldızları seyrederken üç beş tane fotoğraf çekip, Lightroom gibi uygulamalar ile kaliteyi biraz iyileştirip bu sitelere yüklediğinizde satış yapmamanız olanaksızdır.

Upwork ve Fiverr Gibi Sitelerden Hizmet İhracatı

Yukarıda bahsettiklerim ağırlıklı olarak ürün ihracatı konularını baz alıyor. Şimdi ise, sıcak paranın en hızlı geldiği ihracat türü, hizmet ihracatından bahsedelim. Ürün ihracatında, siz ürününüzü ekler, ayarlamalarını yapar ve beklersiniz. Hizmet ihracatında ise beklemek yoktur, iş alana kadar müşteri kovalamanız lazımdır. Upwork, Fiverr, Peopleperhour, Toptal, Remoteal gibi sitelerde de bunu yapıyoruz. Var olan yetkinliğimizle ya da bu siteleri inceleyip hangi yetkinliğin talep gördüğünü tespit edip o yetkinlikte bilgi sahibi olup onun üzerinde hizmet ihracatı yapmaya karar verdiğimizde (bknz. öğrenmeyi öğrenmek) işverenlerin açtığı ilanlara başvura başvura iş alana kadar devam ediyoruz. Bu aşamayı anlatan mükemmel bir topluluk olan Birlikte İhracat topluluğunu, kurucusu Zekeriya abinin açmış olduğu Freelancer Olma Rehberi‘ni ve Freelancer Olmak Hakkında Tüm Bilgilerin Olduğu Youtube Kanalı‘nı incelemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

Ürün ihracatı konusunda “bir kere yap her zaman sat” mentalitesini benimsemiş olan Komünite.com.tr topluluğunu da yine aynı şiddetle öneriyorum.

Peki ben ne yapıyorum? Yukarıdakilerin hepsini diyebiliriz:) Bir konuda uzmanlaşmayı çok istedim, çok denedim ama yapamıyorum, birçok farklı şeyle uğraşıp portföyümü geniş tutmak (bknz. yatırımcı yumurta sepeti mantığı) beni daha çok motive ediyor. Böyle daha iyi çalışıyorum. Nelerle uğraştığımı (yukarıdakilerin dışındaki kariyer çalışmalarım ve para kazanma stratejilerim) anlattığım Youtube videoma da aşağıdan erişebilirsiniz.

Önümüzdeki günlerin bol dövizli, finansal özgür bir şekilde hayallerimizi yaşayabildiğimiz, güçlü ve motive şekilde ülkemizi refaha kavuşturacağımız umut dolu olması dileğiyle..

Robert Kiyosaki’nin Nakit Akış Çeyreği

Robert Kiyosaki’nin zengin olmak için 4 yolun olduğu, bu yollardan bazılarının diğerlerine göre daha verimli olduğunu söyleyen teoriye nakit akış çeyreği diyoruz.

Nakit akış çeyreği, bana patronumun öğrenmemi tavsiye ettiği bir kavram. Bir işin, ailenin ya da bireysel ekonominin büyümesi için finansal okuryazarlık gibi öğrenilmesi gereken bir şey. Ben de öğrenirken sahip olduğum notları buraya eklemek istedim.

Nakit akış çeyreği nedir?

Zenginliğin 4 farklı kaynaktan gelebileceğini anlatan basit bir modellemedir. E harfi, employee, çalışan grubunu temsil eder. S harfi small, küçük işletme sahibi veya serbest meslek sahibi kimseleri temsil eder. B harfi big, büyük işletme sahibi, işverenleri temsil eder. I harfi investor, yatırımcı sınıfını temsil eder. E grubu öncelikle güvenlik için çalışır. Aklındaki düşünce şudur: “iyi çalışma arkadaşlarına sahip iş garantisi olan güzel bir iş arıyorum.”

S grubu, kontrol için çaba gösterir. Zorlu bir alanda sadece uzmanlaşarak başarıya ulaşırlar. “Yeteneklerden faydalanarak zamanımı iyi kullanabileceğim bir iş arıyorum.”

B grubu, özgürlük için çabalar. Karlı bir iş sistemi yaratarak finansal başarıya ulaşır. “İşimi benim adıma yürütecek benden daha akıllı insanlar arıyorum.”

I grubu da özgürlük için çabalar. Bunu en büyük getiriye sahip risklere para tahsis ederek yapar. “Paramın benim için mümkün olan en iyi şekilde çalışabileceği bir yer arıyorum.”

OPT & OPM Kavramları

Opt, other people time; opm, other people money demektir. I ve B, S ve E gruplarını işe alabilecekleri bir sistem tasarlamak isterler. Bunu yaparken I çeyreğinden gelen paraları kullanır.

Çeyreklerin Artıları ve Eksileri

E Artı ve Eksileri

Artılar, Daha az finansal belirsizlik, ücretli izin, sağlık sigortası ve diğer faydalar. İş arkadaşları.

Eksiler, daha az başarı ihtimali, daha fazla çalışma, daha az boş zaman. Patron.

S Artı ve Eksileri

Artıları, kendi işlerinin patronlarıdır ve performansa göre ücret alırlar

Eksileri, başarı, daha fazla çalışma ve daha az boş zamandır. Finansal belirsizlik vardır ve bu konuda para kaybetmek olasıdır.

B Artı ve Eksileri

Artıları, diğer insanların paralarını ve zamanlarını kullanabilirler. Finansal özgürlük hızlı şekilde elde edilebilir. Kardan fazla pay alabilirler, daha az vergi öderler.

Eksileri, mali belirsizlik. İnsan yönetimi önemlidir.

I Artı ve Eksileri

Artıları, diğer insanların paralarını ve zamanlarını kullanabilirler. Finansal özgürlük ve kardan pay etme olayları, yine mali belirsizlik gibi eksiler B grubu ile aynıdır.

Zincirlerini Kırma ve Karşı Tarafa Geçme

Paranın bağımlılık yapıcı bir gücü vardır. Belirli bir yerden para kazanmaya başladığımızda, oraya bağımlı olmamız büyük olasıdır. Eğitim sistemimiz, en az hata yapanı ödüllendirip en çok hata yapanı yükseltecek şekilde inşa edilmiştir. B ve I grubunda olmak için çok fazla hata yapmak gerekir.

Yatırımcıların 5 Seviyesi

  1. Sıfır Finansal Zeka Seviyesi, her ay giderleri, gelirlerinden daha yüksektir.
  2. Tasarruf edenler, kaybedenlerdir. Enflasyon yüzünden birikimlerimiz eriyecektir.
  3. Çok meşgulüm seviyesi. Buradakiler, paralarını yatırım yapmaları için başkalarına emanet ederler. Buradaki sorun, bu kişilerin asla yatırım yapmayı öğrenemeyecek olmalarıdır.
  4. Ben profesyonelim seviyesi. Kendi paralarını kullanırlar, kendilerini yetiştirirler.
  5. Kapitalist seviyesi. OTP yi ve OTM yi kullanabilen, profesyonel yatırımcıdır.

Kaynak: https://youtu.be/IQprnamAQHs

Girişimcilik Vakfı Memleketimde, İzmir’de!

Herkese selamlar,

Şöyle başlayayım, İzmir benim doğup büyüdüğüm şehir. Tüm ailem yıllardır burada. Biz yıllardır Bayındırlıyız fakat babamın işi dolayısıyla benim çocukluğum 7 sene boyunca Urla’da geçti. Liseyi de Aydın’da okuduğum için, aslında bu 3 yere memleketim diyebiliyorum 🙂 Ve şimdi, içinde olmaktan büyük onur ve gururlandığım Girişimcilik Vakfı, burada, Alsancak’ta ve Urla’da!

Bildiğiniz gibi, Türkiye Girişimcilik Vakfı benim İstanbul’da içinde bulunmuş olduğum en büyük topluluk. İşbirlikleriyle, katılımcılarıyla, üyeleriyle (bizim dilimizde Fellow ya da Challenger), mezunlarıyla (bknz. Alumni) çok çok büyük bir ağ. Bu kadar büyük bir ağ olup da herkesle iç içe olabilmek de sanırım sadece buraya özel. Girişimcilik Vakfı ile alakalı önceden yazdığım yazılara aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:

Bugünkü yazımda size bahsetmek istediğim haber aslında benim için oldukça fazla mutluluk verici bir etkinlik. Ayrıca gurur verici de. Bunun sebebi şu, bildiğiniz üzere benim benimsediğim bir felsefe var: “Büyük yerin küçük insanı olacağına küçük yerin büyük insanı ol”. Bu felsefe, aslında büyük yerin büyük insanı olmak için de gereken bir adım. Bu adımın da en büyüğünü, içinde olduğum ve harika işler çıkartan İzmirUp ekibi ile birlikte Girişimcilik Vakfı Fellowup etkinliğini İzmir’e taşıyarak gerçekleştirdik.

Ben bu ekipte teknik tarafta yer aldım. Tasarım işleri, teknik konular tarafındaydım fakat her ekip üyesi gibi birçok farklı yere de koşturdum, yeri geldi fatura kestim, yeri geldi başka ilçeye gidip eşya alıp geldim. Etkinliği en güzel yapan şeylerden biri de buydu, ekip tüm işlerinden gerekirse fedakarlık etti ve bu hafta için canla başla çalıştı. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Şimdi izin verirseniz, yaşantı sırasına göre yaptıklarımızdan bahsetmek istiyorum.. Girişimcilik Vakfı Haftası’na hoşgeldiniz..

29 Nisan’a kadar canla başla çalıştığımız etkinliğimizde, 29 Nisan’da tüm Fellow ve Challenger’lar yavaş yavaş toplanmaya başladı. Ben de Bostanlı’ya, arkadaşlarımın yanına gittim. O gün bayağı bir dolaştık. Telaş başlamak üzereydi.

30 Nisan’da ben de kalacak olan Fellow arkadaşlarımı karşılamaya arabayla havalimanına gittim. Gün boyu İzmir’i dolaştıktan, yedik içtikten sonra köye döndük. İstanbul’un o stresli hayatından sonra köydeki evimize dönüp bahçede ateş yakarak muhabbet etmek hepimize iyi gelmişti. Ertesi gün, 1 Mayıs’ta aynı şekilde gezmeyle geçmişti. Tüm İzmir’i, ekstra olarak Aydın’ı dolaşmış, etkinliğe hazırdık. Ben bir yandan boş bulunduğum her an işlerimi yetiştirmeye çalıştırıyordum. Çünkü “Digital Nomad” / “Dijital Göçebe” olmak bunu gerektirir.

Ve 2 Mayıs. 2-3 Mayıs, bizim FellowUp ve İzmirUp tarihlerimiz. 4 Mayıs ise gezi tarihimiz. 2 Mayıs’tan başlayalım,

2 Mayıs günü, IZQ Girişimcilik Merkezi’nde etkinliğimiz başladı. Yaşayan Kütüphane, TikTok yarışması ve birbirimizi dinlediğimiz birbirinden muhteşem oturumlar ile saat 7’ye kadar Fellow’lar olarak beraberdik.

3 Mayıs günkü etkinlik olan İzmirUp etkinliği, ayrıca genele açık bir etkinlikti. Bu yüzden bu etkinlikte yalnızca Fellowlar olarak değil, Challenger’lar, Alumni’lar, katılım formunu dolduran üniversite öğrencileri, kısaca çok kalabalık bir şekilde yine İZQ’da idik.

Bu etkinliğimiz hoşgeldiniz oturumu ile başladıktan sonra Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül‘ün vakfı anlattığı sunumuyla devam etti. Sonrasında Inveon kurucusu Yomi Kastro‘yu dinledik. Ben bu saatlerde Karşıyaka’ya pizza almaya gittiğim için (tabii ki de etkinlik için :)) konuşmaları dinleyemedim, ayrıca sahne sorumlusuydum yani sürekli oradan oraya koşturuyordum. Fakat kendilerini daha önce birçok yerde dinlemiştim. O yüzden konuşmaları kaçırdığıma pek üzülmüyorum, aksine etkinlikteki birçok insanı dinlerken görmek beni daha çok mutlu etti. Sonrasında araya kadar PwC Girişim’den Hande Sözmen bizlerleydi.

Kısa bir aradan sonra öğle yemeğine kadar Iyzico CEO’su Barbaros Özbuğutu, Swatchloop kurucu ortağı Servet Gül, Werover CEO Balca Yılmaz ve Esmiyor CEO Derin Altan ilham dolu konuşmalarıyla sahnedeydiler. Ekip arkadaşlarımdan Dila, Yaren, Şule ve Şevval panel moderasyonlarını gerçekleştirirken, Ceren de genel sunuculuğu gerçekleştirdi. Ben ve Muhsin arkada teknik taraftayken, Burak da genel bir kontrol içerisindeydi. Tabii ki vakıf ekibinden Selin ve Barış, ve tüm vakıf ekibi, her etkinlikte olduğu gibi burada da çok telaşlıydılar. Çok yorulduk çok terledik ama her şey çok güzel oldu.

Networking kısmında adından da anlaşılacağı üzere tüm katılımcılar, davetliler ve konuşmacılar sohbete katıldılar. Sonrasında kısa bir RedBull oturumu, ardından benim en sevdiğim oturum olan Oyun Sektöründe İzmir oturumu başladı. Tüm oturumlar çok iyiydi fakat beni tanıyanlarınız bilir ki hayatta en sevdiğim hobim çok ufaklığımdan beri video oyunlarıdır, lise yıllarımdan beridir de oyun geliştirmek yaptığım işlerin arasında ve geçim kaynaklarımdan biridir, bu yüzden en sevdiğim oturum doğal olarak bu oldu. Oturum katılımcılarımız YouCan Games CEO Rasim Kurum, Masomo CEO Sertaç Pıçakçı, Scoutli CEO Arda Bayram‘dı.

Oyun panelini Deprem oturumu ile Melisa Özerdim, Gizem Burteçin, Ali Ercan Özgür konuşmalarıyla devam ettiler. Sonrasında İş Bankası oturumu ile Fırat Umur sahneye çıkarken, günün kapanış konuşmasını Aslıhan Gökçınar gerçekleştirdi.

Ve gün kapanışı.. Muhteşem bir etkinlik yapmanız huzuruyla, davetlilerimizle birlikte İzmir Ticaret Odası’na ait Teras 1885 Restoran’da yemeğimizi yedik. Ben çok fazla yiyememekle birlikte, rakımı alarak terasa çıkıp denizi izlemeyi tercih ettim. Sonrasında arkadaşlarımın da yanıma katılmasıyla, dostluğumuzu rakı – manzara eşliğinde pekiştirdik.

Ertesi günkü gezimiz Urla, Barbaros Köyü ve USCA Şarapçılık gezileriydi. Biz 4 kişi arabayla katıldığımız için, bu ortak gezi turunu tamamladıktan sonra aşağı taraftan dolaşarak Sığacık, Gümüldür, Ürkmez, Özdere ve son olarak Kuşadası ile rotamızı tamamladık. Benim için oldukça nostaljik bir gün oldu, çünkü 1 yaşımdan 8 yaşıma kadar yaşadığım, çocukluğumun geçtiği Urla’yı vakıftan arkadaşlarımla dolaşmak beni duygulandırdı. Güzel bir anıyla daha günü kapattık, ertesi gün, yani 5 Mayıs Cuma ben de kalan Fellow arkadaşlarımla şu an ailemle oturduğum Bayındır ilçesindeki Çiçek Festivali’ni dolaştıktan sonra akşamına arkadaşlarımı havalimanına bıraktım ve Girişimcilik Vakfı haftasını sonlandırdık.

Pek tabii, bu anlattıklarım buzdağının görünen yüzü. Etkinlikte, evde, arabada, yolda, gezide, molada, her yerde öyle değişik anılar, öyle unutulmaz anlar biriktirdik ki, hangi birini paylaşsam bilemem. O yüzden, onlar tatlı bir fotoğraf, tatlı bir anı olarak kalsın. Benim için en önemlisi, girişimcilik gibi ülkeyi en çok kalkındıracak kavramlardan biri olan bu kavramın İstanbul dışına çıkıp başka ilçeye, hele ki memleketime gelmeye başlaması, beni çok mutlu ediyor. Bu yüzdendir ki, okulum bittiğinde, yani umarım dersleri verirsem 2 ay sonra İzmir’e, doğduğum büyüdüğüm topraklara geri taşınarak ekosistemi geliştirmek şu anki en büyük hedeflerimden. Yukarıda size bahsettiğim panellerde bağlantılarımızı kurduk bile:)

Bu yazıyı okuyup aynı zamanda etkinliklere gelen herkese sonsuz teşekkürler. Ekip arkadaşlarıma, Girişimcilik Vakfı ekibine, paydaşlarımıza, sponsorlarımıza, destek olan, katılım sağlayan, arkamızda yanımızda duran herkese çok müteşekkirim. Buradan beni inceleyebilir, okuyabilir, takip edebilir, yine aynı yerden sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz. Sağlıkla, huzurla kalın efenim. Bitiriş olarak size birkaç anı fotoğrafı bırakmak isterim.