Girişimcilik Vakfı Memleketimde, İzmir’de!

Herkese selamlar,

Şöyle başlayayım, İzmir benim doğup büyüdüğüm şehir. Tüm ailem yıllardır burada. Biz yıllardır Bayındırlıyız fakat babamın işi dolayısıyla benim çocukluğum 7 sene boyunca Urla’da geçti. Liseyi de Aydın’da okuduğum için, aslında bu 3 yere memleketim diyebiliyorum 🙂 Ve şimdi, içinde olmaktan büyük onur ve gururlandığım Girişimcilik Vakfı, burada, Alsancak’ta ve Urla’da!

Bildiğiniz gibi, Türkiye Girişimcilik Vakfı benim İstanbul’da içinde bulunmuş olduğum en büyük topluluk. İşbirlikleriyle, katılımcılarıyla, üyeleriyle (bizim dilimizde Fellow ya da Challenger), mezunlarıyla (bknz. Alumni) çok çok büyük bir ağ. Bu kadar büyük bir ağ olup da herkesle iç içe olabilmek de sanırım sadece buraya özel. Girişimcilik Vakfı ile alakalı önceden yazdığım yazılara aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:

Bugünkü yazımda size bahsetmek istediğim haber aslında benim için oldukça fazla mutluluk verici bir etkinlik. Ayrıca gurur verici de. Bunun sebebi şu, bildiğiniz üzere benim benimsediğim bir felsefe var: “Büyük yerin küçük insanı olacağına küçük yerin büyük insanı ol”. Bu felsefe, aslında büyük yerin büyük insanı olmak için de gereken bir adım. Bu adımın da en büyüğünü, içinde olduğum ve harika işler çıkartan İzmirUp ekibi ile birlikte Girişimcilik Vakfı Fellowup etkinliğini İzmir’e taşıyarak gerçekleştirdik.

Ben bu ekipte teknik tarafta yer aldım. Tasarım işleri, teknik konular tarafındaydım fakat her ekip üyesi gibi birçok farklı yere de koşturdum, yeri geldi fatura kestim, yeri geldi başka ilçeye gidip eşya alıp geldim. Etkinliği en güzel yapan şeylerden biri de buydu, ekip tüm işlerinden gerekirse fedakarlık etti ve bu hafta için canla başla çalıştı. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Şimdi izin verirseniz, yaşantı sırasına göre yaptıklarımızdan bahsetmek istiyorum.. Girişimcilik Vakfı Haftası’na hoşgeldiniz..

29 Nisan’a kadar canla başla çalıştığımız etkinliğimizde, 29 Nisan’da tüm Fellow ve Challenger’lar yavaş yavaş toplanmaya başladı. Ben de Bostanlı’ya, arkadaşlarımın yanına gittim. O gün bayağı bir dolaştık. Telaş başlamak üzereydi.

30 Nisan’da ben de kalacak olan Fellow arkadaşlarımı karşılamaya arabayla havalimanına gittim. Gün boyu İzmir’i dolaştıktan, yedik içtikten sonra köye döndük. İstanbul’un o stresli hayatından sonra köydeki evimize dönüp bahçede ateş yakarak muhabbet etmek hepimize iyi gelmişti. Ertesi gün, 1 Mayıs’ta aynı şekilde gezmeyle geçmişti. Tüm İzmir’i, ekstra olarak Aydın’ı dolaşmış, etkinliğe hazırdık. Ben bir yandan boş bulunduğum her an işlerimi yetiştirmeye çalıştırıyordum. Çünkü “Digital Nomad” / “Dijital Göçebe” olmak bunu gerektirir.

Ve 2 Mayıs. 2-3 Mayıs, bizim FellowUp ve İzmirUp tarihlerimiz. 4 Mayıs ise gezi tarihimiz. 2 Mayıs’tan başlayalım,

2 Mayıs günü, IZQ Girişimcilik Merkezi’nde etkinliğimiz başladı. Yaşayan Kütüphane, TikTok yarışması ve birbirimizi dinlediğimiz birbirinden muhteşem oturumlar ile saat 7’ye kadar Fellow’lar olarak beraberdik.

3 Mayıs günkü etkinlik olan İzmirUp etkinliği, ayrıca genele açık bir etkinlikti. Bu yüzden bu etkinlikte yalnızca Fellowlar olarak değil, Challenger’lar, Alumni’lar, katılım formunu dolduran üniversite öğrencileri, kısaca çok kalabalık bir şekilde yine İZQ’da idik.

Bu etkinliğimiz hoşgeldiniz oturumu ile başladıktan sonra Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül‘ün vakfı anlattığı sunumuyla devam etti. Sonrasında Inveon kurucusu Yomi Kastro‘yu dinledik. Ben bu saatlerde Karşıyaka’ya pizza almaya gittiğim için (tabii ki de etkinlik için :)) konuşmaları dinleyemedim, ayrıca sahne sorumlusuydum yani sürekli oradan oraya koşturuyordum. Fakat kendilerini daha önce birçok yerde dinlemiştim. O yüzden konuşmaları kaçırdığıma pek üzülmüyorum, aksine etkinlikteki birçok insanı dinlerken görmek beni daha çok mutlu etti. Sonrasında araya kadar PwC Girişim’den Hande Sözmen bizlerleydi.

Kısa bir aradan sonra öğle yemeğine kadar Iyzico CEO’su Barbaros Özbuğutu, Swatchloop kurucu ortağı Servet Gül, Werover CEO Balca Yılmaz ve Esmiyor CEO Derin Altan ilham dolu konuşmalarıyla sahnedeydiler. Ekip arkadaşlarımdan Dila, Yaren, Şule ve Şevval panel moderasyonlarını gerçekleştirirken, Ceren de genel sunuculuğu gerçekleştirdi. Ben ve Muhsin arkada teknik taraftayken, Burak da genel bir kontrol içerisindeydi. Tabii ki vakıf ekibinden Selin ve Barış, ve tüm vakıf ekibi, her etkinlikte olduğu gibi burada da çok telaşlıydılar. Çok yorulduk çok terledik ama her şey çok güzel oldu.

Networking kısmında adından da anlaşılacağı üzere tüm katılımcılar, davetliler ve konuşmacılar sohbete katıldılar. Sonrasında kısa bir RedBull oturumu, ardından benim en sevdiğim oturum olan Oyun Sektöründe İzmir oturumu başladı. Tüm oturumlar çok iyiydi fakat beni tanıyanlarınız bilir ki hayatta en sevdiğim hobim çok ufaklığımdan beri video oyunlarıdır, lise yıllarımdan beridir de oyun geliştirmek yaptığım işlerin arasında ve geçim kaynaklarımdan biridir, bu yüzden en sevdiğim oturum doğal olarak bu oldu. Oturum katılımcılarımız YouCan Games CEO Rasim Kurum, Masomo CEO Sertaç Pıçakçı, Scoutli CEO Arda Bayram‘dı.

Oyun panelini Deprem oturumu ile Melisa Özerdim, Gizem Burteçin, Ali Ercan Özgür konuşmalarıyla devam ettiler. Sonrasında İş Bankası oturumu ile Fırat Umur sahneye çıkarken, günün kapanış konuşmasını Aslıhan Gökçınar gerçekleştirdi.

Ve gün kapanışı.. Muhteşem bir etkinlik yapmanız huzuruyla, davetlilerimizle birlikte İzmir Ticaret Odası’na ait Teras 1885 Restoran’da yemeğimizi yedik. Ben çok fazla yiyememekle birlikte, rakımı alarak terasa çıkıp denizi izlemeyi tercih ettim. Sonrasında arkadaşlarımın da yanıma katılmasıyla, dostluğumuzu rakı – manzara eşliğinde pekiştirdik.

Ertesi günkü gezimiz Urla, Barbaros Köyü ve USCA Şarapçılık gezileriydi. Biz 4 kişi arabayla katıldığımız için, bu ortak gezi turunu tamamladıktan sonra aşağı taraftan dolaşarak Sığacık, Gümüldür, Ürkmez, Özdere ve son olarak Kuşadası ile rotamızı tamamladık. Benim için oldukça nostaljik bir gün oldu, çünkü 1 yaşımdan 8 yaşıma kadar yaşadığım, çocukluğumun geçtiği Urla’yı vakıftan arkadaşlarımla dolaşmak beni duygulandırdı. Güzel bir anıyla daha günü kapattık, ertesi gün, yani 5 Mayıs Cuma ben de kalan Fellow arkadaşlarımla şu an ailemle oturduğum Bayındır ilçesindeki Çiçek Festivali’ni dolaştıktan sonra akşamına arkadaşlarımı havalimanına bıraktım ve Girişimcilik Vakfı haftasını sonlandırdık.

Pek tabii, bu anlattıklarım buzdağının görünen yüzü. Etkinlikte, evde, arabada, yolda, gezide, molada, her yerde öyle değişik anılar, öyle unutulmaz anlar biriktirdik ki, hangi birini paylaşsam bilemem. O yüzden, onlar tatlı bir fotoğraf, tatlı bir anı olarak kalsın. Benim için en önemlisi, girişimcilik gibi ülkeyi en çok kalkındıracak kavramlardan biri olan bu kavramın İstanbul dışına çıkıp başka ilçeye, hele ki memleketime gelmeye başlaması, beni çok mutlu ediyor. Bu yüzdendir ki, okulum bittiğinde, yani umarım dersleri verirsem 2 ay sonra İzmir’e, doğduğum büyüdüğüm topraklara geri taşınarak ekosistemi geliştirmek şu anki en büyük hedeflerimden. Yukarıda size bahsettiğim panellerde bağlantılarımızı kurduk bile:)

Bu yazıyı okuyup aynı zamanda etkinliklere gelen herkese sonsuz teşekkürler. Ekip arkadaşlarıma, Girişimcilik Vakfı ekibine, paydaşlarımıza, sponsorlarımıza, destek olan, katılım sağlayan, arkamızda yanımızda duran herkese çok müteşekkirim. Buradan beni inceleyebilir, okuyabilir, takip edebilir, yine aynı yerden sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz. Sağlıkla, huzurla kalın efenim. Bitiriş olarak size birkaç anı fotoğrafı bırakmak isterim.