Sürekli şikayet ettiğim bir durumdu kafaya takmak. Çözüm olarak bu kitabı okudum. Evet, bu kitap bana bir çözüm olmadı, gene kafaya takmaya devam ediyorum bazı şeyleri. Fakat önemli ölçüde azalttığımı söyleyebilirim.
Bu kitaptan öğrendiğim en iyi ders, kafaya takmamak ve üzülmemek için sorunlarımızın üzerine gitmek. Bu kitabı okuduktan sonra bunu yapmaya başladım ve gerçekten önemli miktarda işe yaradığını söyleyebilirim.
USTALIK GEREKTİREN KAFAYA TAKMAMA SANATI – MARK MANSON
Bukowski, istediğini gerçekleştirmek için mücadele eden, asla vazgeçmeyen ve sonunda en çılgın hayallerinde bile aklına gelmeyen başarılara kavuşan bir insan.
Gerçekten mutlu biri aynanın karşısına dikilip de kendine ne kadar mutlu olduğunu söyleyip durmak ihtiyacı duymaz. O sadece mutludur.
“En yüksek sesle havlayan en küçük köpektir.” Teksas deyişi
Ne kadar çok şeyi kafaya takarsanız, piyasalar o kadar fazla şey satar size.
Daha pozitif bir deneyimi elde etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve paradoksal olarak, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir.
Mutlu olmayı ve sevilmeyi umutsuzca arzuladıkça, çevresinde kim olursa olsun kendinizi yalnız hisseder ve korkarsınız.
Mutluluğun nedeninini aramaya devam ederseniz asla mutlu olamazsınız. Yaşamın anlamını ararsanız asla yaşayamazsınız.
Başarısızlığı inkar etmenin kendisi başarısızlıktır.
Bazıları için önemsiz ve bir utanç kaynağı olmadan bazıları için önemli ve hayatını değiştirebilecek biri olamazsınız.
Broşür dağıtır gibi sorun saçan insanların problemi kafalarına takmaya değecek daha değerleri şeylerinin olmayışıdır.
Anlamlı şeyi bulamazsanız anlamsız ve önemsiz şeyleri kafaya takacaksınız.
Kişi gerçekten değerli olana değer verip kafasına taktığında olgunlaşır.
Yaşamın kendisi bir ıstırap formu. Zenginler zenginlikleri nedeniyle ıstırap çeker. Yoksullar yoksullukları nedeniyle. Ailesi olmayanlar ailesi olmadıkları için.
Bir sorunun çözümü sadece bir sonrakini yaratır.
Sorunsuz hayat değil, iyi sorunlarla dolu bir hayat dile
Hakiki mutluluğa sadece hoşunuza giden sorunları bulduğunuzda ve onları çözerken zevk aldığınızda ulaşabilirsiniz.
Gerçekten mutlu olan hiçkimse aynanın karşısına dikilip de kendine mutlu olduğunu tekrarlamaz.
İşin hazzı zirveye ulaşmakta değil, tırmanmaktadır.
Herkes olağanüstüyse, demek ki sözcüğün tanımı gereği hiç kimse olağanüstü değildir.
Soru kendimizi başkalarına göre değerlendirmeli miyiz değil; hangi standarda göre kendimizi ölçmeliyiz ?
Sorunlarınızı nasıl gördüğünüzü değiştirmek istiyorsanız, değer verdiğiniz şeyi ve/veya başarıyı/başarısızlığı ölçme biçiminizi değiştirmelisiniz.
Sürekli pozitif olmak hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkar biçimidir. Doğru değerleri ve ölçütleri seçerseniz, bu sorunlar size zindelik, kuvvet ve şevk verebilir.
“Bir gün geriye dönüp baktığınızda mücadele günlerinizin en güzel günleriniz olduğunu göreceksiniz.” Freud
Bir kural olarak, başkalarının kendisi hakkında düşündüklerinden korkan biri, aslında kendisi hakkında kendi düşündüğü ve başkalarına yansıttığı bir sürü boktan şeyden korkmaktadır.
Problemlerimizin sorumluluğunu kabul etmek onları çözmeye doğru atılan ilk adımdır.
Bu hayatı ben seçmedim, bu korkunç, feci hastalığı da ben seçmedim. Ama şimdi onunla birlikte nasıl yaşayacağımı seçiyorum; onunla birlikte nasıl yaşayacağımı seçmek zorundayım.
“Alınganlık ve öfke de, başka bir sürü şey gibi insana kendini iyi hissettirir, ama zamanla bizi içimizden kemirir. Bir sürü kötü alışkanlıktan çok daha sinsidir çünkü bilinçli olarak bunun da bir haz olduğunun farkına bile varmayız.” – Tim Kreider
Bir şey ne kadar fazla kimliğinizi tehdit ediyorsa, o kadar fazla ondan kaçınırsınız.
“Bir fikri kabul etmeden onunla oyalanmak eğitimli bir zihnin işaretidir.” Aristoteles
Bütün dünya size karşıymış gibi hissediyorsanız, muhtemelen size karşı olan kendinizden başkası yoktur.
Kaybedecek ne var ?
Başarı ölçütünüz sadece bir şey yapmak olduğunda, başarısızlık bile sizi ileri iter.
Ölüm var.
Bir yanıt yazın