21 Aralık Cuma günü akşamı saat 21:00’da Uğur Dündar’ın Halk Arenası programı vardı. Uğur Dündar’ı yakından takip edip sevdiğim için, ayrıca Metin Akpınar ve Müjdat Gezen gibi iki çok değerli sanatçıyı konuk ettiği için Fatih’ten çıkıp o saatte Kadıköy’e geçtim. Yer bulamayacağımı düşünerek saat 20:00’da salondaydım fakat gene de zar zor yer buldum. Her neyse, ortam ambiyansından başlamak gerekirse, yalnızca 2 bölümüne kalabildiğim bu panelde kanaatimce çoğu gelen insan neden geldiğini bilmiyor. Her sözü, her söyleneni alkışlıyorlar ve sürekli “Mustafa Kemal’in askeriyiz” diye bağırdılar. Bu, bence hoş değildi. Konuşmacıların dediklerinin çoğuna bende katıldım tamam ama her söyleneni alkışlamak yerine acaba ne diyor, bu cümleden ne anlam çıkıyor diye bir sorgulama gerekliliği düşüncesindeyim. Ek olarak, Metin Akpınar Cumhuriyet’in laisizm, sekulerizm ve rasyonalizm ile desteklenmesi gerektiğini belirtti. Uğur Dündar da, gazeteciliğin atası Lord Mordklif’ten bahsetti.
Yılmaz Özdil’in imza günü, 23 Aralık Pazar günü 12:00 ile 17:00 arasında Akmerkez AVM’de Remzi Kitabevi’nde gerçekleşti. Mustafa Kemal ve Çocuk kitabını imzalamaya gelen 7 yaşındaki çocukta sıradaydı, Mustafa Kemal kitabını imzalamaya gelen 70 yaşındaki amcada. Fakat benim gene sorgulamak istediğim bir husus var. Bu sıradaki insanlar, gerçekten Mustafa Kemal kitabını araştırarak okuyup, öncesinde Nutuk’u okumuş olup, eleştirel bir yaklaşım mı sergiliyorlar ? Yoksa “kitap çok satanlar listesinde ve Yılmaz Özdil ünlü birisi hadi onunla fotoğraf çekilip kitap imzalatalım, kitabı sonra rafa koyarız” mantığı ile hareket edip aslında karşı oldukları düşünce ile mi hareket ediyorlar ? Bu iki soruyu sormamız gerektiğini düşünüyorum, hem Halk Arenası’ndaki seyirciler için, hem imza günündeki sıra bekleyenler için.