Steve Jobs

Bir Dünyayı Değiştirme Hikayesi | Steve Jobs

Bir dünyayı değiştirme hikayesi diye başlık attım. Dünyayı değiştirme hikayesi ne demektir ? Steve Jobs, dünyayı hayallerini kovalayarak daha iyi yapmıştır. Dünyayı değiştirmiştir. Hayat hikayesini okurken (Steve Jobs Biyografisi – Walter Isaacson) en çok etkilendiğim kişidir. “Kalbinizi ve içgüdülerinizi dinleyin. Her gününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın.” diyerek dünyayı daha yaşanabilir kılmanın en önemli noktasını vurgulamıştır. Çok büyük adamdır cidden.

Bu büyük adam, 1955’te San Francisco’da doğuyor.

Biyolojik anne ve babası, ki babası suriyelidir, evli olmadıkları için evlatlarını evlatlık vermek zorunda kalıyor. Zaten ileride bahsedeceğim sinirli ve hırslı olması bu yüzden kaynaklanıyor. Neyse, bu bebeği Paul ve Clara Jobs adında işçi sınıfından bir çift, bebeğe Steve adını vererek evlat ediniyorlar. Babası çok tasarıma düşkün, mükemmelliyetçi bir adamdı. (Jobs’un Apple’da tasarıma önem vermesinin nedenini şimdi anladınız mı ?)

1972’de Reed Üniversitesi’ne giriyor fakat derse girmek çıkmak gibi sıradan işleri yani akademik hayatın disiplinini sevmediği için birinci dönemin sonunda okulu bırakıyor. Para kazanmak lazım tabii, Atari’de teknisyen olarak çalışmaya başlıyor. Aynı dönemde ise Homebrew Computer Club ile tanışıyor. Yine aynı dönem HP’de hesap makineleri üzerinde çalışan adaşı Steve Wozniak ile düzenli olarak katıldıkları bu toplantılardan birinde devrim niteliğindeki keşiflerini ilk defa paylaşıyorlar. Wozniak’ın, Jobs’un ailesinin garajında yaptığı anakart, bilgisayar klavyesinde basılan harfin monitörde belirmesini sağlıyordu. Ayrıca Jobs – Wozniak ikilisi, mavi kutu dedikleri bir alet yapmış ve bundan iyi para kaldırmışlardı. İşte, Wozniak’ın mühendisliği ve Jobs’un pazarlamacılığıyla bu ikili ileride Apple’ı kuracaktı. Apple’ın ismi de Jobs’un bir arkadaşının (arkadaşının detayları biyografisinde yazıyor, Isaacson’un Jobs biyografisini okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.) elma bahçesinde gezerken aklına birden gelmesiyle doğuyor.

1 Nisan 1976’da Steve Jobs ve Steve Wozniak önderliğinde Apple kuruluyor.

O sırada aralarında olan üçüncü kurucu ortak Ron Wayne, iki haftadan kısa bir süre sonra ayrılıyor. Wozniak’ın yarattığı Apple I, o yaz 666,66 dolardan satışa sunuluyor. Jobs’un görevi ise üretim için kaynak ve ürünün pazarlanmasını yürütmek oluyor. Dedim ya, mühendis – pazarlamacı ikilisi kuruyor Apple’ı.

Apple 1977’de kurucuları ve risk sermayedarları tarafından şirketleştiriliyor.

Renkli grafikler oluşturabilen dünyanın ilk kullanıcı dostu kişisel bilgisayarı Apple II piyasa sürülüyor. Apple II her kitleye hitap ediyordu. Şirketin gelirleri 1 milyon dolara ulaştı. Büyük oranda Wozniak’ın eseri ve Jobs’ın tasarım – pazarlama iyileştirmesi ile bu model 1993 yılına kadar üretiliyor.

1980’de Apple, topladığı 110 milyon dolar ile o güne kadar ki en yüksek halka arzlarından birini gerçekleştiriyor ve 1982 yılında şirketin geliri 1 milyar dolara kadar yükseliyor. Bunun üzerine 1983 yılında Pepsi’nin pazarlama gurusu John Sculley, Apple’ın CEO’su olarak atanıyor. Jobs, Sculley’i davet ederken “Hayatını asitli su satarak mı geçirmek istiyorsun, dünyayı değiştirmeye adayarak mı ?” demiştir. Jobs’un buradan ne kadar büyük bir kişi olduğunu görüyoruz. Aynı yıl piyasaya sürülen Lisa modeli (Lisa ismi Jobs’un 23 yaşındayken kız arkadaşı Brennan’dan olan Lisa adında bir kızından geliyor. Dava açıp Lisa’nın babası olamayacağı söylense de, Jobs kızını kabul etti ama Brennan ile evlenmedi.) çok yenilikçi olmasına rağmen maliyeti nedeniyle geri çekildi. Bir yıl sonra, ilk grafik kullanıcı arayüzlü (Bknz. İlk GUI Kullanan Bilgisayar) ve “büyük düşün – think different” yaklaşımıyla Macintosh lanse edildi. Macintosh için “1984” isimli efsane bir reklam filmi çekilmiştir, hayatımda izlediğim en efsane reklamdır. Buradan izleyebilirsiniz.

Jobs, şirket hayatında çok sinirli, hırslı, patavatsız ve gamsız olduğu için şirketten 1985 yılında çıkartılıyor. Daha önce yazdığım bir sürü makale var, bilirsiniz, ümidini kaybetme ve pes etmeme konulu. Onun gibi, Jobs’ta umudunu kaybetmiyor ve 1986’da NeXT bilgisayar şirketini kuruyor. NeXT ile belli bir miktar gelir sağladıktan sonra Pixar’ı satın alıyor ve Oyuncak Hikayesi gibi devrim yaratan animasyonlar çıkartıyor. NeXT bilgisayarlarda da, dünyanın ilk internet tarayıcısı kullanılmış ve işletim sistemi bugünkü Mac ve iPhone’larda kullanılmıştır.

1993’ün ilk çeyreğinde Apple 188 milyon dolar zarar açıkladı.

Spinler, CEO görevini Sculley’den devraldı. Windows 95’in çıkması, parça sıkıntıları çekmeleri, şirketin müşterilerin ne istediğini tahmin edememesi şirketi batmaya yöneltiyordu. Bunun üzerine Jobs’un şirketi NeXT’i 430 milyon dolara satın aldılar ve NeXT yazılımlarını kullandılar. Jobs ise Apple’a geri döndü ve Pixar yöneticiliğine de aynen devam etti. CEO ise Gil Amelio oldu.

1997’de Amelio ayrılında Jobs geçici CEO olarak Apple’In yönetimini ele aldığında şirketin bilgisayar pazarındaki payı her geçen gün düşüyordu. Jobs’un dönüşünün ertesi senesi, 1998’de lanse edilen renkli iMac masaüstü bilgisayarlar piyasada devrim yaratmakla kalmadı, Apple’ın kaybettiği gücü geri kazandırmaya başladı.

2001’de iPod, Apple’ı Apple yapan oldu sanırım. Eski gücüne tekrar kavuşturdu, herkesin cebinde iPod oldu. Walkman’ı öldürdü, “iPod’unda ne dinliyorsun ?” gibi soruları dünyada yaydı, yedisinden yetmişine, siyasilerde, herkeste iPod bulunur oldu.

2003’te iTunes Music Store ile Apple müzik dünyasına giriş yaptı.

Böylelikle dijital müziğe ulaşmamız kolaylaştı ve ilk hafta 1 milyon şarkı satın alındı.

2007’de iPhone hayatımıza girdi.

Cep telefonlarına bakış açımız değişti, diğer akıllı telefon üreticilerine önderlik etti.

2008’de lanse edilen MacBook Air hafifliği ve hızıyla herkesin hayranlığını kazandı.

Sunum sırasında bilgisayarın inceliğini anlatmak için zarftan çıkarmış olması ise Jobs’u sunum eğitimlerinin vazgeçilmez kahramanı yaptı.

2010’da tanıştığımız iPad ise şıklığı ve kullanışlılığı ile tablet bilgisayarların makus talihini değiştirdi.

1990’lı yılların ortasında iflasın eşiğinden dönen Apple’ı Ağustos 2011’de “dünyanın en değerli şirketi” ünvanına kavuşturan Steve Jobs, son yedi yıldır pankreas kanseriyle mücadele ediyordu. Ekim 2004’te ameliyat olduğunu ve iyileşeceğini söyleyen Jobs’un aşırı kilo kaybettiğini farketmemek mümkün değildi. 2008’de yaptığı açıklamada “şirketten ayrılmayı düşünmediğini” söyleyen efsanevi CEO, 2009 yılı başında bir süre izin almak durumunda kaldı ve karaciğer nakli ameliyatı oldu. Haziran’da görevinin başına dönmesine rağmen Eylül’de katıldığı Apple organizasyonunda halsizliği gözlerden kaçmadı. 2011 başında tekrar izne çıkan Jobs şirket çalışanlarına gönderdiği mesajda günlük işleri bırakacağını ancak hala CEO olduğunu ve önemli kararları kendisinin vereceğini açıkladı. 24 Ağustos’ta istifa eden Jobs, iPhone 4S lansmanından bir gün sonra aramızdan ayrıldı.

Başarılarla dolu bir hayatın ardından söylenecek çok söz yok aslında. Teknolojiye bakış açımızı değiştirdiği ve ürünleriyle hayatımızı kolaylaştırdığı için teşekkür ediyoruz Steve Jobs’a. En büyük kahramanlarımdan biri oldu benim. Sözleriyle, yaptıklarıyla. Isaacson’un Steve Jobs kitabını okumayı sakın unutmayın. 2005’de Stanford Üniversitesi’nde yaptığı o efsanevi konuşmaya da buradan ulaşabilirsiniz, kesinlikle izleyin. Çok şey katıyor insana.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir